Thursday, December 17, 2020

HAYVANLAR

Ben kalpsiz biri değilim. Hayvanları da severim. Ama uzaktan. 

Canlarını yakmadan. Çocukken bana armağan edilen bir kuşum vardı. (Coni) idi adı. 

Bir gün babam götürdü beni bir arkadaşına,

Evin bir odası ayrılmıştı kanaryalara. İçeride kuru ağaç da vardı. Kuşlar ötüşüp uçuyorlardı. Bazıları da dallarındaki minik sepet yuvaları seçmiş oturup dinleniyorlardı.

Birinin resmini yaparsan eğer o kuşu sana veririz dediler. Çocukluk işte. Gözüm kalmış hepsinde. Özenle yapacağım resim güzel olsun istedim. Sevinçle kağıdı kalemi aldım. Çünkü ileride ressam olacaktım. Desenimi beğendiler. “Bir kuş seç bakalım” dediler.  Rastgele parmağımı uzattım uçan kuşlara. Artık hangisi olursa...

Böylece “Coni” isimli kanarya tutuldu. Benim oldu. İçtenlikle onu evimize getirdik. Coni’nin kafesi özenle seçilmişti. Büyük ve güzeldi. Boldu suyu yiyecek yemi. 

Herkes onun yanına gidip konuşunca sadece “cik cik” ediyor ağlarcasına.

Bir derdi mi vardı acaba?

Onun bu durumu üzüntü veriyordu bana.


Küçük bir çocuktum kurak yerde yaşıyordum. Balık nedir bilmiyordum. Evimizde bir ay kalacak sonra sahibi gelip alacak.

Bize emanet ediliyor, korumak gerekiyor. Ben sevindim “Arkadaşım olur” dedim.

Onu içi su dolu kavanozla getirdiler. Bir kutu balık yemi bırakıp gittiler. Koşula uygun büyük derin cam kova bulundu. İçine su dolduruldu. Balık özenle yeni yerine konuldu. Ama yorgun görünüyordu. (Balık) denen konuk bu muydu? Uzaktan inceledim onu. Kırmızı rengi, iri siyah gözleri, saçak gibi yüzgeçleri, üçgen biçimli geniş yayvan kuyruğu ile güzel görünüyordu. Merakım giderilmiş oldu.”Hoş geldin” deyince susup durdu öylece. O zaman ismini öğrenmek istedim. Galiba işitilmedi sözlerim. Herhalde anlamıyor dediklerimi. Ama niçin ülkesei olabilir mi Japonya ya da Çin? 

Ona isim vermeyi denedim “Bal Balık” olsun adı dedim. Lankin yine alamadım ondan bir yanıt. Acaba dilsiz olsaydı olur muydu bir kayıp?

Balığın bu durumunun başka bir nedeni olmalı. Belki bir derdi vardır, sormalı. Fakat iki kara gözleri bakıyor hep aynı yöne sanki. Hiç algılamıyormuş gibi. Oysa verirken ona özel  balık yemini, hevesle yapıyordum görevimi. Çünkü alışmış sevmiştim onu. Anlasın istiyordum bu durumu. İlgiyle izliyordum her hareketini, Bal Balık yüzüyordu sıkıntılı gibi.

Sordum “Derdin mi var hadi söyle”. Bak sen emanetsin yakında gideceksin. Yeni yuvanda sevgi göreceksin, eğleneceksin. Seninle aynı dili konuşan arkadaşların komşuların ile unutursun beni de. Üzülme artık sevgili Bal Balık. Bir işaretin olsun bana yanıt. Baktım geldi, kovanın camına doğru yanaştı. Kuyruğunu ise sallıyordu selam verircesine. Anladım konuşmak değil tek kanıt, yararlı özverili arkadaşlık için. Önemli olan yüreklerde beyinlerde içtenlikle yer alan hisler düşünceler ve ahlaktır. Her türlü canlı varlık isterse olsun bir balık. Bulur kendine layık. Sevilmeğe yardım görmeğe. Bu her tür hayvanın hakkıdır. Yaşam bunu emreder, insan olursak eğer...


RESSAM NİHAL EREM

Aralık 2020 Maltepe - Istanbul

Akasya Bakım Merkezi