YANLIZLIK
Yaşam kuralı olarak biz insanlar ve canlılar yalnız doğuyoruz.
İster ikiz veya beşiz hatta (Siyam ikizi) olalım. Fark etmiyor. Her birimiz
ayrı ve tek kişiyiz. Fakat bu ürkütücü yalnızlığa karşı, Allah insanları üstün
kılmak için, onlara akıl, zekâ, duygu, yetenek gibi nitelikleri. Bilinçle
beraber sunmuş ve yetki vermiştir. Ancak bireyler tek oldukları için. Eşit de
değildirler. Bazılarımızın doğuştun veya sonradan olan organik veya ruhsal
sorunlarımız oluyor. Bu gibi durumların birer engel olduğunu biliyorum. Çünkü
bende 91 yaşında sorandan ve yavaş görmez olan ve 57 senedir diyabetli bir
ressamım. Fakat son iki sene evveline kadar direnebildim. Ancak çevremden
gördüğüm destek bana görmezliğimi yalnızlığa dönüştürmedi.
Kendi isteğim ve bilincimle yaşamakta olduğum huzur evinde yeni
dostlar komşular ve en önemlisi ileri yaşıma rağmen yeni bir bakış açısı
edindim… Çünkü görmezlikle ilgili iki kırık yaşadım. Ama iyileştim…
O yüzden gencecik yaşta iyileşme şansları olmayan, birçok
organlarını birden kaybetmiş kahraman gazilerimizin yanında kendi görmezliğimi
abartmanın yersiz olduğunu bilincindeyim. Elbette vatanın selameti için
canlarını veren şehitlerimizin geride kalanlarının yalnızlıkları ölçüsüzdür. Bu
özverilerinin bedeli olan borcumuz, onların yalnızlığını paylaşmayı emrediyor.
Dünyaya gelirken tek ve yalnız olsak bile, toplum halinde yaşıyoruz.
Birbirimizi etkiliyoruz. Yaşamımız boyunca pek çok olayla
karşılaşıyoruz. Bakış açılarının yorumların farklı olması normal. Fakat aynı
ortamda bulunmakla her bireyin kendi öz benliğinden fedakârlık etme zorunda
kalacağı belli. Bu durum bazı kişilerde yalnızlık hissi uyandırılabilir. Fakat
bu geçici hal kendi canına kıydıran marazi yalnızlık hastalığından ayrıdır.
Sosyal hayatta uyumu sağlamak için duygulara ve akıla eşdeğeri
vermek gerekiyor.
Sevgisizlik, yalnızlığı tetikleyen duyguların başında geliyor.
Sona eren hayatlar sevildikleri oranda acı veriyor.
Arkada bırakılan özlemi dışarı aksettiren görümlü, sesli
sahnelerin uzaması yalnızlık duygusunu köklendiriyor. Böyle gelenekler üzüntüyü
önlemek yerine arttırıyor. Oysa çevredekilerin ilgisi ve yardım nasıl da
beklenen bir davranış oluyor.
Hep yalnız olduklarından yakınanlar içe dönüklüğü egoizme
alışkanlığı ilgisizliğe ve saplantıyı aldırmazlığa dönüştüren kişiler arasından
çıkıyor. Onlar kimseyi sevmedikleri için yalnızlık çekiyorlar. Yalnızlığın
ilacı sevgi ortam değiştirme ilgi sunan çalışmalar ve sanat dalları…