Sunday, March 19, 2017



8 Mart'ın Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasını öneren 
Clara Zetkin (solda) Rosa Luxemburg ile.

8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 129 kadın işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 10.000'i aşkın kişi katıldı.

KADINLAR GÜNÜ


8 Mart Emekçi Kadınlar Günü bir kutlama değildir. 160 yıl önce çalışan ve sosyal haklarını arayan kadınların hayatlarını kaybettikleri çok acı bir olayın anıldığı tarihdir.
Yaratılış bakımından, insan denen varlık, bedenen erkek kadından ayrılsa bile, ruhen birbirlerini tamamlayan iki üstün kişiliktir.
Tarihten beri nesiller üreten insan topluluklarında bazen kadınlar öne çıkmıştır.
İlkel ortamda doğurganlık önemli bir sosyal mertebe olarak kadını yüceltmiştir, fakat geçmiş çağlarda bu statü değişmiştir. Ancak bireysel hisler ve istekler ihtirasa dönüşünce egemenlik yön değiştirmiştir.
Bu yüzden felaketler yaşanmış, dünya çapında savaşlar çıkmıştır.

Bir buçuk yüz yıl önce kadınların yaşadığı feci olaydan bu yana değişen bir şey olmuş mudur? Hemen çok etkili bir sonuç beklenmese de bu olay toplumda bilinç uyandırmış uygar ülkelerde algı yaratmıştır.

Yeni kurulan Atatürk Cumhuriyeti’nde kadınlara bir çok Avrupa devletinden önce seçme ve seçilme hakkı tanınmış, sosyal olanaklar sağlanmıştır.
Ne yazık ki artık imanın, birliğin, sevginin temeli olan ahlak, yavaş yavaş değerini kaybetmişe benziyor. Bu gün sık sık değişen eğitim sistemi, tutuculuk ve inançsızlık yüzünden kadınlara yönelen düşmanlık, saldırı ve cinayetler korkutuyor.

Böylece her yıl 8 Mart günü kadınların vahşete, kanunsuzluğa, ahlaksızlığa, yolsuzluğa, gericiliğe karşı seslerini yükseltecekleri tarih oluyor.
Bu protesto çığlıkları artık hiç tekrarlanmasın.

Erkek, kadın, çocuk ve bütün ulusların huzur ve barış içinde yaşamalarını en hayırlı dileklerimle yakarıyorum.

Nihal Erem

No comments:

Post a Comment