Thursday, June 15, 2017

YAZLIKLAR III

            91 seneden geriye bakınca, yıllar çabuk geçmiş gibi geliyor. Oysa yaşamlarımızı etkileyen ne çok olay oldu. Bazı zamanlar hiç gidemedik. Bazen semtler değişti. Bahçeler küçüldü. Evler büyüdü. Aynı ailenin ayrı birimleri olan kardeşler aynı çatı altında yaşadık. Fakat bu süreç “İkinci Göztepe Dönemi”’nden önceydi. Özetle, (1939-1956) arası diyebilirim. İçerenköy kırsal ortamı, İkinci Cihan savaşından, korunma amacıyla tutulmuştu. Teyzemin ailesiyle beraberdik. Maddi ve manevi ortaklardık.
(1945) senesi ise Suadiye Tren İstasyonu’nun ardındaki ev seçilmişti. Çünkü savaş devam ediyordu. İstanbul’da “Karartma” uygulanıyordu. Ve Suadiye kırsal bir alandı!..
Savaştan sonra, aile birimlerinin kendilerine özgü kiraladıkları köşkler, genellikle Erenköy’de “Ethem Efendi” caddesinde olmuştu.
Zaman geçiyordu. Artık (1935)’teki çocuklar değildik. (1950)’li yıllara erişmiştik.
Kardeşim Mimar, Küçük kuzenim iktisatçı olmuşlardı. Annem, babam, teyzelerim olgun yaşlardaydılar. Ben Mühendis olan Eşimle 1954’de yuva kurdum. İlk oğlumuz 1955’de doğdu. Eşim Kadıköy’lüydü. Çocuğumuzun da öyle büyümesini isteyince, ben büyüklerimi hep beraber yaz geçirmeye razı ettim. Mevsim biraz ilerlemişti. Ev bulma işini teyzem üstlendi. Komisyoncu Göztepe’deki bir köşkten söz etmiş. İstasyon caddesi, No 69!.. oğlumuz da o güzel bahçede ilk adımlarını atacak…sevinçliyiz. Taşınma hazırlıkları başlıyor. Sene ilerlemekte. Neşemiz sona eriyor. Çünkü sevgili babamı ani bir kalp kriziyle kaybediyoruz. Bu acı tarih, 1 Ağustos 1956. Can dostlarımız ev sahiplerimiz bizi, 1957 yazına bekliyorlar. Artık yine Göztepe’deyiz.. Taşınacağız.
Atlı arabaların yerini kamyon almış. Yandan çarklı vapurlar yok. Ön bahçede sekiz katlı bir apartman yükselmiş. Arkada ev sahiplerimizin kendi evleri yapılmış. Üzüm bağları çayırla birleşmiş. Arazi konutlarla dolmuş. Ağaçlar azalmış. Fakat fıstık ağaçlarıyla sınırlanmış uzun yol aynen duruyor. Ada çamlarıysa yerlerini sevmiş boy atmışlar. Ahşap köşk biraz yaşlanmış ama uzun yolun karşısına gelen tarafa yeni bir mutfak eklenmiş, önüne geniş bir platform yapılmış. Aynı yerde duran eski mutfak odası da şimdi kazma, kova, kürek, bisiklet ve bir mangal duruyor. Yandaki akasya biraz uzamış. Yeni mutfağın arkasındaki dut, bol meyve veriyor. Orada tek başına büyüyen eğri çamın altı gölge ve serin. Yemek masası, Sandalyeler, koltuklar konukları karşılamaya hazırlar artık biz bu bölümdeyiz.
Sokak kapısından girilince iki oda ve merdiven vardı. Üst kat yatak odalarına ayrılmıştı.
Burayı benimsemiştik. Başka kiracıda aranmıyordu. Böylece anlaştık bazı yazlık eşyaları orada kış uykusuna yatırıyorduk. Buna rağmen bir kamyonu dolduracak kadar çok şey özel hurçlara, valizlere, sepetlere, kutulara konuyordu.
Taşıma işlerini hep aynı kamyoncu yaptığı için neyin nereye yerleşeceğini biliyordu. Fakat o dönemde “Evden Eve Nakliyat” sistemi yoktu. Yaz hazırlığı önce kışlık evimizde başlardı. Kaldırılacak giysiler temizlenir, naftalinle güvelerden korunur sandıklara yerleştirildi. Bakırlar kalaylanır, kışa hazır tutulurdu.
Sonra sıra yazlara gelirdi…

Yorucu fakat zevkle yapılan işlerdi.

No comments:

Post a Comment