SORUNLAR
Yaşamda karşımıza çıkan sorunların pek çoğu, biz insanlar kendimiz
yaratıyoruz. Olayları bakış açımıza göre yorumluyoruz. Ufak bir aksaklığı
abartıyoruz. Sorun haline getiriyoruz.
Galiba, bilinç atlımız, her zaman sakin geçecek bir hayatı istemiyor. Tek
düze, durgun, iç sıkıcı ortamı canlandıracak olayları gerekli görüyor. Sonuçta
ara sıra olan olumsuzluklar yararlı bile olabiliyor. Aslında bakış açımız
bilincimize göre anlam kazanıyor.
Tabii, sorunlarında çeşitleri ve önem dereceleri var.
Aklımızı ve içgüdüsel duygularımızı uyarıyor. “Her aksilik sorun değildir.”
Hoşnut olmadığımız olaylar, işler, tutumlar ve fikirlerde vardır. Böyle her
durumu, biz insanlar kendi açımıza göre değerlendiriyoruz. Oysa aynı durumları,
olağan sayanlarda var.
Bazen sıkıntılı olaylar ard arda gelir. İşler aksar. Nedeni insanların
kendi davranışları olabilir.
Belki biraz programsızlık, düzensizlik, isteksizlik. Hatta dizi izlemek
gibi nedenlerde vardır. Bunların sonucu üzücü ve beklenmedik olaylar yaşanırsa,
bunları önlemenin yolu yine biz insanlara düşer.
Doktor problemleri soruna çevirmenin ilacının sevilen bir sanat dalına,
spora veya eğitim kursuna katılmak olduğunu söylüyor.
Böyle uğraşlar kişileri karamsarlıktan korurken yaşamlarına ruhsal
zenginlik kazandırıyor.
Dünya çapındaki sorunlar ise geçmişten günümüze kadar artarak sürüyor. Bu
sorunların bazıları doğal nitelikli. Bütün evreni ilgilendiriyor. Kimileri ise
seçtiğimiz yanlış yaşam şeklinden kaynaklanmış sorunlar. Doğal dengeyi
bozuyoruz. Uluslararası yöntemlerin benciliklerin, anlaşılmazlıkları yarattığı
sorunların temelindeki asıl etken, insanların doymak bilmeyen tutkuları oluyor.
Bugünün yaşam koşullarına göre en uzun ömür 150-160 yıl olabilir. Ancak
gelecek kuşakların da hakkı olan temiz havayı, suyu, doğal servet olan
ormanları ve canlıları şimdiden tüketiyoruz.
Bu tehlikeli gelişmenin sonucu toptan yokluk olacak. Önlem alma zamanı
çoktan geldi geçiyor.
Ancak bilginlerin uyarılarına rağmen, silah üretimini sürdürmek için
savaşlar çıkarılıyor. Açlık, salgın hastalık, uyuşturucu gibi sosyal sorunlar
birbirini kovalıyor.
Bu durum genç kuşakları ilgilendiriyor.
Şimdi doğal olarak var olan deprem ve volkanlar gibi sorunlara eklenen
terör vahşetine bakılırsa, göç edecek başka bir gezegen bulmak zorunlu olacak.
21. yüzyıl insanları zaten yeteri kadar sıkıntılı yaşıyorlar.
Bundan böyle “sorun” yaratmak yerine, insanlar “çözüm” bularak, geleceği
kurtarmak ve vicdanlarını temizlemek sorundadır.
No comments:
Post a Comment