Tuesday, August 15, 2017

SORUNLAR


Yaşamda karşımıza çıkan sorunların pek çoğu, biz insanlar kendimiz yaratıyoruz. Olayları bakış açımıza göre yorumluyoruz. Ufak bir aksaklığı abartıyoruz. Sorun haline getiriyoruz.
Galiba, bilinç atlımız, her zaman sakin geçecek bir hayatı istemiyor. Tek düze, durgun, iç sıkıcı ortamı canlandıracak olayları gerekli görüyor. Sonuçta ara sıra olan olumsuzluklar yararlı bile olabiliyor. Aslında bakış açımız bilincimize göre anlam kazanıyor.
Tabii, sorunlarında çeşitleri ve önem dereceleri var.
Aklımızı ve içgüdüsel duygularımızı uyarıyor. “Her aksilik sorun değildir.”
Hoşnut olmadığımız olaylar, işler, tutumlar ve fikirlerde vardır. Böyle her durumu, biz insanlar kendi açımıza göre değerlendiriyoruz. Oysa aynı durumları, olağan sayanlarda var.
Bazen sıkıntılı olaylar ard arda gelir. İşler aksar. Nedeni insanların kendi davranışları olabilir.
Belki biraz programsızlık, düzensizlik, isteksizlik. Hatta dizi izlemek gibi nedenlerde vardır. Bunların sonucu üzücü ve beklenmedik olaylar yaşanırsa, bunları önlemenin yolu yine biz insanlara düşer.
Doktor problemleri soruna çevirmenin ilacının sevilen bir sanat dalına, spora veya eğitim kursuna katılmak olduğunu söylüyor.
Böyle uğraşlar kişileri karamsarlıktan korurken yaşamlarına ruhsal zenginlik kazandırıyor.
Dünya çapındaki sorunlar ise geçmişten günümüze kadar artarak sürüyor. Bu sorunların bazıları doğal nitelikli. Bütün evreni ilgilendiriyor. Kimileri ise seçtiğimiz yanlış yaşam şeklinden kaynaklanmış sorunlar. Doğal dengeyi bozuyoruz. Uluslararası yöntemlerin benciliklerin, anlaşılmazlıkları yarattığı sorunların temelindeki asıl etken, insanların doymak bilmeyen tutkuları oluyor.
Bugünün yaşam koşullarına göre en uzun ömür 150-160 yıl olabilir. Ancak gelecek kuşakların da hakkı olan temiz havayı, suyu, doğal servet olan ormanları ve canlıları şimdiden tüketiyoruz.
Bu tehlikeli gelişmenin sonucu toptan yokluk olacak. Önlem alma zamanı çoktan geldi geçiyor.
Ancak bilginlerin uyarılarına rağmen, silah üretimini sürdürmek için savaşlar çıkarılıyor. Açlık, salgın hastalık, uyuşturucu gibi sosyal sorunlar birbirini kovalıyor.
Bu durum genç kuşakları ilgilendiriyor.
Şimdi doğal olarak var olan deprem ve volkanlar gibi sorunlara eklenen terör vahşetine bakılırsa, göç edecek başka bir gezegen bulmak zorunlu olacak.
21. yüzyıl insanları zaten yeteri kadar sıkıntılı yaşıyorlar.

Bundan böyle “sorun” yaratmak yerine, insanlar “çözüm” bularak, geleceği kurtarmak ve vicdanlarını temizlemek sorundadır.

No comments:

Post a Comment