Wednesday, August 16, 2017

SU


Hayat su ile başlar. Dünyanın ve bedenlerin yarısından fazlasının su olduğuna inanmak zor olsa da bu bir gerçek.
Sıcaklar artınca:
Serinlemek için girip yüzdüğümüz mavi deniz.
Sararmış yapraklara can verip yeşerten yağmur
Kuruyan dilleri dudakları ıslatan limonata
Kutuplardaki buzdağları
Yağarken camları kıran dolu
Kış eğlencesi kızağın. Kartopunun
Özü, hayat kaynağımız (su)’dur.
Bazen bulutlarla gökyüzünden inip gelir
Veya sıcak bir ılıca olarak topraktan çıkar.
Göller durgun akarsular hareketlidir.
Şelaler, çağlayanlar coşar, döküldükleri yerde köpürürler. Nehirler, ırmaklar, dereler, ovalarda döne dolaşa akarken tarlaları sular, bereket dağıtırlar.
Su dosttur. Ateş onun düşmanıdır.
Su kudrettir. Ancak küçümsenmeye gelmez. Sel olur, sürükler götürür. Tsunami olur, dalgaları göğe savurur, sonra çeker alır. Düzenini bozana acımaz. Hukukuna sahiptir. El ve dil uzatana cezayı verir.
Yaradan’ın bağışı olun su, yalnız dünyada mı var? Bilginler araştırıyorlar. Özellikle Mars’ta su oluşturan elementlerin ve koşulların olup olmadığı önemli.  “Böyle yararlı bir maddeyi kullanırken ziyan etmemeye özen gösterin” Uyarıları yapılıyor… Bugün kuraklık tehlikesi dünyayı, petrol probleminden fazla ilgilendirmeli. Petrolsüz yaşanır. Fakat susuz asla bencillikler uğruna doğal dengeyi bozmak iklimi de değiştiriyor. Sıcaklık artışını sonucu meydana gelen olaylar birbirini tetikliyor.
Ortadoğu’da susuzluk sürüp giderken, kutuplarda buzdağları erimeye başladı.
Yurdumuzda da orman yangınları tarım alanlarının, zeytinliklerin, bağ ve bahçelerin. İnşaatlara bırakılması gibi sürdükçe, tehlikenin öncü haberleri olan seller, fırtınalar. Hortumlar ve şehir içi yıkımların sonu gelmez.
Güvendiğimiz yollar, köprüler kalır. Fakat oralardan geçecek halkımız, doğal afetlerle ve ecelleriyle ebediyete göçmezlerse …

Ülkemizi insanlarımızı, yaşamayı sevip istiyorsak kanunlara kurallara uyalım. Arkamızda “hoş bir seda” bırakalım.


No comments:

Post a Comment