Thursday, March 8, 2018


8 MART 2018 (KADINLAR GÜNÜ)


Yıllar ilerledikçe yaşam koşulları değişiyor. Kavramlar da etkileniyor. Kadının toplumdaki yeri çeşitli evreler geçirenlerden biri. Zaman içinde, ilahe olmuş. Bütün kudreti elinde tutmuş. Ama ana analık niteliğine rağmen savaşlara engel olamamış. Yuvasına çekilmiş. Başını eğmiş.

Bunda sadece erkeğin bedensel gücü, sahip olma bencilliği ve kazanma tutkusu değil Kadının kendi payı da var. Doğal yapısı gereği daha narin, duygulu ve güzelliğe meraklı olan kadınlar ev hayatını anne olmayı seçmişlerdir. Kendilerini ve çevrelerini süslemeyi severler. Tarihi kalıntılar aynalar makyaj malzemeleri takılar, vücutta yapılan dövmeler, ameliyatlar gibi izler kanıtlardır.

Fakat bütün bu uğraşlar içgüdüsel  anne olma ve çocuk sevgisini karşılamıyor. Bu yüzden bazı aileler doktorlara baş vuruyorlar. Özverilerde bulunuyorlar. Eski geleneklerde şefkat ve çocuk sevgisi, aile bağları daha kuvvetliydi. Yabancı bile olsa çocuğa ilgili davranmak garip sayılmazdı. Oysa bugün kadınlar çocuklarını kaç yaşında olurlarda olsunlar korumak zorunda kalıyorlar. Kadınlar kendileri de tehlike altındalar.


Eskiden kapalı toplumlar da eğitimli  kadınların hiç değilse okuya bilenlerin sayıları çok azdı. Cumhuriyetle beraber, yeni Türk alfabesi ve Atatürk’ün kadınlara verdiği sosyal haklar okuyup meslek sahibi olanlar hızla çoğaldı. Avukatlar savcılar, hakimler Türkiye’nin her yerinde görev aldılar adalet dağıttılar. Şimdi ise evlatları, hemcinsleri büyük bir saldırı altında. Eli bıçaklı, silahlı, uyuşturucu kullanan, gözü dönmüş  sapıkların tehdidi altındalar. Tutuk evleri tıklım tıklım dolu yenileri yapılıyor. Bu dehşet veren durumu sona erdirecek olanlar yine kadın hukukçular, gazeteciler, öğretmenler ve bütün kadınlar. Korkmayalım. Kadınlar isterse başarılır.

No comments:

Post a Comment