Friday, March 23, 2018

GÜVEN


Güven duygusu doğmakla başlayan bir olgu. Bebek bilinçsizce, anneye bağlanır.

Anne ise evladını güvenlik içinde yetiştirmek üzere özveride bulunuyor. Çünkü yaşam önemli. Zira doğa kanunları hayatın devamlılığı ilkesine göre kurulmuş. Bu yüzden insanlar içgüdüsel olarak, dünyada kalmak isteğiyle doğuyorlar. Bu arzuyu desteklemek amacıyla, onlara akıl zeka, öngörü, yetenek gibi üstün nitelikli duygular verilmiş. Ayrıca insanların bedenleri kadar ruhsal yaşamları da önemli.

Varlığın devamını sağlayan enerji ve aktiviteler gibi faktörlere bağlı. Her birey geliştikçe kendine özgü kişiliği de beliriyor. Lakin bu kavramlar herkese eşit olarak dağıtılmamış.
Bazı kişiler daha durgun ve çekingen oluyorlar. Onlar için ilk adımı atmak zor oluyor. Başaramamak endişesiyle gerişimde bulunamıyorlar. Kendine güvenmemenin nedenleri bilgisizlik, yasal sorunlar veya maddi sıkıntılar da olabiliyor. Fakat o gibi engeller eğitimle ya da sosyal yardımla önlenebiliyor. Ama bazen asıl neden tembellik oluyor.

Ahlak kurallarından olan, güvenilir olmak her konuda geçerlidir. Kendinden kuşku duyanlar başkalarını da öyle sanıp çekingen davranıyorlar. Böylece toplumun güven kavramı yok edilirse bütün kurulu düzen zarar görüyor. Bu şekilde kavramlara bilime ters düşmüş nice kavim tarihten silinip unutuluyor. Ancak gerideki bazı kalıntılardan onların yaşadığı çağın kültürü hakkında bilgi veriyor. O dönemin yaşantısı bugüne kadar hangi evrelerden geçildiğini gösteriyor.

Beyin sayesinde, akıl kişilere en çok hangi konulara yatkın olduklarını algılatıp yönlendiriyor.

Konular çok çeşitli, her biri kendi içinde bile bölümlere ayrılıyor.

Sanat dalları da estetiğe ağırlık verirken ruha da hitap ediyorlar.

Sanatçılar dan yazarlar, konu seçimi bakımından çok geniş bir alana sahipler. Müzisyenle kulak, gözle resim, el ile heykel mümkün olan konularda birleşiyorlar.

Kitap okuyucusunun beynine, müzisyen dinleyicisinin kulağına, ressam – heykeltıraş, seyredenlerin zevkine güvenerek çalışmaları gereklidir. İnsanların öz güvenindeki dayanaklarından diğeri de çevre ile inançlarıdır. Aslında bu konular sadece bireylerin vicdanlarının sınırı içinde kalmak koşuluyla yasalara uymalı ve özgür yorumculara güvenerek eser bırakılmalı.  Sonra çevreyi aydınlatıp hoşgörü kavramı yaymalıdır. Böyle olumsuz durumlar varsa. Başarılı olmaya endişesiyle özgüvenin azalması normal sayılabilir. Fakat çağımızda sosyal ortamlarda güvenlik sorunları var. Kimse birbirine güven duymuyor. Ne yazık ki en uygar ülkeler de bile kazanç yolu silah üretimi ve ticareti. Uyuşturucu kullanımı ile terör alıp başını giderken gençleri de alıp götürüyor.

Ahlak düşüklüğü iğrenç seviyede. Çocuklara yapılan istismar korkunç. Artık örtbas edilemiyor. Meclise gelecek. Kıskançlık cinayetleri kin, öfke, hırsızlık para uğruna hile…

Ey dünya bu gidiş nereye
Analar, kadınlar verin el ele
Yazık oluyor hepimize
Analar, kadınlar;
El ele vererek bağırın var gücünüzle, Hakkınızı arayın ve alın.


No comments:

Post a Comment