Sunday, November 27, 2016






YILDIRIM



Sene 1938 olmalı...
Yaz aylarını “İçerenköy”de geçiriyoruz...
Çok büyük ağaçlıklı bahçesi olan esi bir köşk yıkılmış. Yerine, iki daireli kagir bir bina yapılmıştı. Teyzemin ailesi ile beraber aynı bahçeyi paylaşmak mutluluktu.

Kiralandı.

Eski köşkten kalan ulu çamlar gölge ve serinlik verirken, yakına dikilmiş, on-onbeş ağaçlık manyolya grubu çiçek açtığı vakit etrafa mis gibi bir koku yayılırdı.

Biz aile çocuklarına sakin bir ortamda yaşamak sıkıcı gelmiyordu. Birlikte olmak yeterliydi. Teyzemin küçük oğlunun kuzusu “Sadık” hepimizin ortak sevgilisiydi.
Adı “köy”olsa da, çevrede, duvarlarla sınırlanmış, ağaçlar arasında gizlenmiş, paşalara ait köşkler vardı. Onlar da kendi geçmişlerinin hayaliyle avunurlardı. Gece hayatı, eğlenceleri yoktu. Erken gelen akşamda bahçe kapısının önündeki havagazı lambası görevli bekçinin elindeki uzun bir “meşale” ile yakılırdı. Sokak ölgün bir ışıkla aydınlanırdı. Ama pek gelen geçen olmazdı.

Biz çocuklar kendimize bir iş bulmuştuk. Dört çubuk arasına gerdiğimiz iplerin içlerine kuru çam iğnelerini doldurarak, bir oda yapacaktık. Çamların altında işe koyulduk. Hava güzeldi. Biz hevesli idik. Çalışıyorduk. Ansızın bulutlar belirdi. Kenara çekildik. Arkamızda keskin bir şıraklama ile gürültü koptu. Evden fırlayan herkes ne oluduğunu soruyordu. Biraz evvel altında olduğumuz çama yıldırım düşmüştü!.. Yukardan aşağı zik-zak bir yarık, ortadan 40-45 santim çapında kabuk parçası kopmuştu. Açık parlak çilalı tahtadan erimiş reçine süzülüyordu. Korkuyla bir dala zıplayan Sadık indirilmeyi bekliyordu.

Aradan yıllar geçti. Anne oldum. Sevgili oğlum Ali Ömer Sile ve eşi sevgili kızım Cana Çapa Sile, Zekeriyaköy’deki evlerinin bahçesinde yaşadıkları yıldırıma çarpılmalarının etkisini benden gizlediler.

Ama unutulmuyor. Adı üstünde. Yıldırıcı bir doğa olayı. Kurtulduğumuza seviniyoruz. Toplumu sarsan yıldırımlar daha çok korkutuyor.

1 comment:

  1. Canım annem bak yine neleri hatırlattın bana.Bu olaya rahmetli kayınvalidem RANA ÇAPA bizzat şahit olmuştu. Yine senin tasvir ettiğin gibi bulutlu bir günde havuzun yanında eşim Cana ile birlikte yürürken o muazzam şıraklamayı bedenimide hissettik. Kayınvalidem başınızdan ışık çıktı dedi. Herhalde yıldırım havuza düşerken bir çatalı da bizi gözüne kestirmişti. O gün bu gün yüksek voltajlı bir yaşam sürüyoruz... :)

    ReplyDelete